ABD’nin Afganistan çıkmazı: Kaybedenlerin savaşı (ANALİZ)


ilk ABD askerin ayak basması üzerinden tam 16 yıl geçmesine rağmen ABD, Afganistan’dan hala çıkamadı. ABD’de üç başkan değiştiren Afganistan işgali, ABD’nin sırtında gizlemeye çalıştığı bir kambur gibi durmaya devam ediyor. Üstelik “bu çıkmaz savaşı” Amerikan tarihinin de en uzun savaşı olma rekorunu kırmış durumda. Peki ABD ne yapacak; İnanın o da bilmiyor…



ABD Başkanı Donald Trump, Afganistan ile ilgili yeni savaş
stratejisini henüz açıklamadı.
Başkan Trump’ın, Başkan Yardımcısı Mike Pence, Savunma Bakanı James Mattis,
Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı
Mike Pompeo ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. McMaster
ile Camp David’de yaptığı üst düzey görüşmenin ardından Afganistan ile ilgili
savaş stratejisini açıklamaması Afganistan’da savaşan tarafların beklentilerini
artırdı.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sarah Huckabee Sanders, görüşmenin ardından
düzenlediği basın toplantısında, Trump’ın seçenekler üzerinde çalıştığını
belirterek “Başkan, ABD halkına, müttefiklerimize, ortaklarımıza ve dünyaya
uygun zamanda bir açıklama yapacak.” dedi.
Trump da sosyal medya hesabından “Camp David’de yetenekli generaller ve
askeri liderlerimizle önemli günler geçirdik. Afganistan da dahil birçok karar
alındı.” paylaşımında bulundu.

KUKLA YÖNETİM İŞGALDEN MEMNUN
Ülkede Amerikan birliklerinin sayısının artırılmasıyla ilgili farklı görüşler
mevcut.
ABD’nin desteklediği Kabil yönetimi, ABD
birliklerinin varlığı konusunda iyimser ancak Taliban, Washington yönetimini bu
hamlesine karşı uyarıyor.
Afganistan Dışişleri Bakanı Salahuddin Rabbani, birlik sayısının
artırılmasının güvenlik durumunun gelişmesine katkı sağlayacağını
açıklamıştı.
Kabil hükümeti de ABD‘nin, Afganistan Hava Kuvvetlerini (AAF) donatmasını
istiyor. Buna da ABD sıcak değil. Zira, Taliban’ın şimdi kullandığı silahların bir çoğu da yine Afganistan İslam Devleti adıyla iktidarda bulunduğu yıllarda ABD’den alınan silahlardan oluşuyor. Ancak herşey Taliban’ın “Şeriat”la hükmetmeye başlaması sonrasında terör listesine girmesiyle değişmiş, ABD’nin hedefi olmuştu. 

Afganistan’da ABD’nin bu çıkmazdan nasıl çıkacağına ilişkin tartışmalardan biri de birlik sayısının artırılmasına ilişkin….
Birlik sayısının artırılması beklentisi, ABD’nin Afganistan Kuvvetleri
Komutanı John Nicholson’un ABD Senato Hizmetler Komitesine yılın ilk aylarında
yaptığı açıklamada, Afganistan’a birkaç bin askerin daha gönderilmesi
gerektiğini belirtmesinden kaynaklanıyor. 

15 YILDA 100 BİN ASKERLE BAŞARAMADI
Diğer yandan, Afganistan’daki bağımsız politikacılardan Muhsin Rahmani, “ABD’nin bölgedeki 15 yılında 100 binden fazla
askerle ne başardığını” sorarak ülkeye ek birlik gönderilmesi fikrine karşı
çıkıyor.
İkili Güvenlik Anlaşması (BSA) doğrultusunda Washington‘ın Afganistan’da
artan şiddet olaylarından sorumlu tutulması gerektiğini savunan Rahmani, “Amerikalıların
Afganistan’da kendi planları ve gündemleri var.” dedi.

Afganistan Parlamentosu Üyesi Muhammed Server Usmani de birçok Afgan gibi
sorunların kökeninin Pakistan’da olduğuna inananlardan. Usmani, “ABD gerçekten
terörizmi engellemek istiyorsa militanların Pakistan’daki sığınaklarını yok
etmeli.” ifadesini kullanıyor.

TALİBAN: TRAMP; BU SAVAŞI KAYBETTİN
Afganistan Taliban’ı tarafından 15 Ağustos’ta gazetecilere gönderilen bin 600
kelimelik İngilizce “açık mektup”ta, Trump’a ABD birliklerinin Afganistan’dan
çekilmesi çağrısı yapılmıştı.
Eski özel güvenlik şirketi Blackwater‘ın kurucusu Erik Prince‘ın
Afganistan‘da görev yapan ABD askerilerinin yerini paralı askerlerin alması
önerisine yönelik yazıldığı düşünülen mektupta, “Siz Donald Trump, disiplinli
ABD ve NATO birlikleri, ileri teknoloji, tecrübeli askeri generaller, ardı
ardına stratejiler ve güçlü ekonomi ile Afgan savaşını kazanamadıysanız, bunu
paralı asker, kötü tanınan firmalar ve terbiyesiz muhbirlerle başarmanız mümkün
değildir.
” ifadeleri kullanılmıştı.

Sovyet destekli rejimin son günlerine benziyor…
Afganistan’da Hizb-i İslami Partisi lideri Gülbeddin Hikmetyar da ülkedeki
ABD birliklerinin sayısının artırılmasından yana değil.
Kabil’de iki hafta önce yabancı basın mensuplarına yaptığı açıklamada
Hikmetyar, ülkedeki savaş cephesinde yaşanan mevcut çıkmazla, 1980’lerin sonunda
ülkedeki eski Sovyet destekli rejimin son günlerini karşılaştırdı ve Afganistan
hükümetinin yabancı müttefiklerinden, “Tahran ve Moskova yanlısı” unsurlara
güvenmemelerini istemişti.

“İşin gerçeği, Afganistan savaşı, ne ilave yabancı askerlerin
konuşlandırılmasıyla ne de mevcut savaş stratejisiyle kazanılır.” diyen
Hikmetyar, bu bakımdan, zaferin, silahlı kuvvetlerin savaş stratejisi ve
yapısında değişiklik gerektireceğini savunmuştu.

Ancak Hikmetyar da bu “çıkmazı” anlatmakta yetersiz kalıyor. Zira Afgan savaşı, orduların sayısı ve stratejisiyle ilgili olmaktan çok, “işgal” ve “direniş”le anlamlandırılmalı… Elbette bunu, onlar da, yani işgale girişenler ve işgal topraklarındaki işbirlikçileri de farkında…

Onların “çıkmaz” olarak adlandırdıkları şey ise apaçık bir yenilgi…
ABD, Afganistan’da modern bir Vietnam sendromu yaşamaya devam ediyor. 
150 bin askerle girdiği sonra boşalttığı, sonra yeniden girdiği, şimdi ise 8 bin 400’ü Amerikalı olmak üzere 13 bin 300 askerle “eğitim için” bulunduğu bir sendrom..

Kuşkusuz yenik biçimde yeniden dönecekler…

Çünkü işgal sonsuza kadar hiç sürmedi… AA/HABERYİRMİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir