İsrail, İran’a karşı Suudi ittifakını tahkim ediyor – ANALİZ


İsrail, İran’a karşı Suudi ittifakını tahkim ediyor – ANALİZ
İsrailli yetkililer, İran tehdidine karşı Suudi Arabistan
ile ittifak kurma isteğini dile getiren açıklamalar yapıyor. Suudi Arabistan’ın
Hariri hamlesi ve Lübnan’a seyahat yasağı, İsrail’in Hizbullah’a müdahale
edeceği endişesini artırdı. Adı henüz konulmayan ittifak, Ortadoğu’da dengeleri
değiştirebilir.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu

Suudi Arabistan’da 4
Kasım’dan beri “yolsuzluk” başlığı ile sürdürülen operasyona paralel olarak, İran ve Lübnan’a yönelik sert açıklamalar
ve nihayet önceki gün Suudi vatandaşlarına yönelik Lübnan’ı acilen terk etme
çağrısı, Ortadoğu’da var olan gruplaşmalara yeni boyut kazandırdı.

İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’da artan nüfusuna karşı Suudi
Arabistan’ın İsrail ile bir ittifaka gidebileceği artık yüksek sesle dile
getirilmeye başlandı. 
İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kabinesinde
Eğitim Bakanlığı görevini yürüten aşırı sağcı Habayit Hayehudi partisinin
lideri Naftali Bennett önceki gün, “İsrail’in 2 hedefi var: İran’ın bölgede
hakim konuma gelmesini engellemek ve bölgedeki makul oyuncularla İsrail’in
içinde olduğu ittifaklar kurmak”
dedi. Bennett,
konuşmasında Suudi Arabistan’ı anmadı. Ancak
ülkenin gazeteleri İran’a karşı bir İsrail- Suudi Arabistan ittifakı
olasılığının arttığı görüşünde.
 
Jerusalem Post Gazetesi’nde yer alan bir
yazıda eski Savunma Bakanı Moshe
Ya’alon’un
“İsrail ile Sünni Arap
ülkelerinin İran’ın nükleer tehdidine karşı birleşebileceği”
yönündeki
iddiası hatırlatıldı ve “İsrail ve Suudi
Arabistan yeni müttefikler olabilir”
denildi.
                                                 
EKONOMİK YAKINLAŞMA
Gazete Habertürk’ün haberinde; birbirini diplomatik olarak
tanımayan Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki yakınlaşma, ABD Başkanı Donald
Trump’ın mayıs ayında bu iki ülkeye yaptığı art arda ziyaretlerle başlamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, 20 Mayıs’ta ziyaret ettiği Riyad’dan hareket ederek
İsrail’e uçan ilk başkan olmuştu. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu da buna değinerek, “Umarım bir gün İsrail Başbakanı, Tel Aviv’den Riyad’a uçabilir”
ifadesini kullanmıştı. Haziran ayında İngiliz
The Times Gazetesi,
İsrail ile Suudi Arabistan’ın doğrudan uçak
seferlerinin tesisi dahil bir dizi ekonomik açılımı gizlice görüşmeye
başladığını ileri sürmüştü.


“KİRLİ İŞİ İSRAİL YAPACAK”
İsrail basını Suudi Arabistan ile adı konmamış ittifakta Tel
Aviv’in payına, Lübnan’ın askeri ve siyasi olarak en güçlü grubu olan İran
destekli Hizbullah örgütüne karşı operasyon düzenlemek olduğunu da ileri sürdü.
Haaretz’te önceki gün yayınlanan Amos
Harel
imzalı analizde, “Sünni Krallık
(Suudi Arabistan) savaş sahasını Suriye’den Lübnan’a taşımak istiyor.
Arabistan, İran’a karşı yeni bir cephe açıyor ve İsrail’in kendi ‘pis işini’
yapmasını istiyor”
yorumunda bulunuldu. Son aylarda Lübnan sınırına yakın
geniş kapsamlı tatbikatlar yapan İsrail’in Hizbullah’a karşı 2006’dan sonra
yeni bir savaş hazırlığı içinde olduğu ileri sürülmüştü.

“RİYAD İSRAİL’İN HİZBULLAH’I VURMASINI İSTİYOR”
Lübnan’da Hizbullah örgütünün lideri Hasan Nasrallah, Lübnan
Başbakanı Saad Hariri’nin istifası ve Suudi Arabistan’ın baskıları hakkında
sert bir açıklama yaptı. Hariri’nin Suudi Arabistan’ın baskısıyla istifa
ettiğini ve bu ülkede ev hapsinde tutulduğunu ileri süren Nasrallah “Suudiler Lübnan
siyasetine daha önce görülmemiş biçimde müdahale ediyor. Lübnanlılara, kendi
görüşlerine uygun yeni bir başbakan empoze etmeye çalışıyorlar”
diye
konuştu. Hariri’nin Suudi Arabistan’dan çıkışının yasaklandığını öne süren Nasrallah, Suudi yönetiminin İsrail’i
Hizbullah’a karşı savaş açmaya zorladığını da iddia etti.
“HARİRİ’NİN CEP TELEFONUNA EL KONULDU”
Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Suudi Arabistan’da zorla
tutulduğu iddiaları, Suudi Arabistan’ın ardından Fransa’dan gelen açıklamalara
rağmen son bulmadı. Önceki gece Riyad’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron,
Hariri’nin “serbestçe hareket
edebildiğini ve kendi kararlarını alabildiğini”
söyledi. Ancak Beyrut’ta
yaşayan İngiliz Independent Gazetesi’nin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’e göre Hariri, ailesi ile
birlikte Riyad’da “Rehin tutuluyor”
olabilir. Aldığı istihbarata göre Hariri’nin 4 Kasım’da bakanlar kurulu
toplantısı ortasında aldığı telefonla apar topar Riyad’a gittiğini, burada
Suudi polisinin kendisinin ve korumalarının cep telefonlarına el koyduğunu
belirten Fisk, aynı gün yapılan
istifa açıklamasının Suudi yetkililer tarafından kaleme alınmış bir metin
olduğunu da iddia etti. Fisk’e göre,
eşi ve çocukları Riyad’da bulunan Hariri, “ev hapsi”nde olduğu iddialarını
yalanlatmak için Suudi Arabistan’ın müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’nde
görüntülendi ancak Suudi Arabistan’dan ayrılması mümkün değil.
TUTUKLANAN PRENSLERE İŞKENCE İDDİASI!
Suudi Arabistan’da 4 Kasım’da başlayan gözaltı dalgasından
sonra önceki gün gerçekleşen ve 208 kişinin gözaltına alındığı yolsuzluk
operasyonları kapsamında gözaltına alınan prens, bakan, üst düzey bürokrat ve
işadamlarına işkence uygulandığı iddia edildi. Middle East Eye haber sitesine
göre gözaltında bulunanların bir bölümüne, güvenlik güçleri tarafından işkence
ediliyor.
ABD: FÜZEDE İRAN İŞARETİ VAR
ABD Merkez Hava Kuvvetleri (AFCENT) Komutanı Korgeneral
Jeffrey Harrigian, Yemen’den Suudi Arabistan’a atılan füzenin üzerinde İran’a
ait işaretler olduğunu söyledi. Korgeneral Harrigian, füzenin Yemen’e nasıl
getirildiğinin araştırılacağını kaydetti. Tahran’dan ABD’li komutanın
ifadeleriyle ilgili henüz açıklama yapılmadı. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın
kuzeydoğusuna 4 Kasım’da Yemen’den atılan balistik füze, hava savunma
sistemlerince etkisiz hale getirilmişti. HABERYİRMİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir