Ankara, Astana öncesi muhaliflerle görüştü: Kritik toplantının perde arkası (ÖZEL)


TÜRKİYE, Ankara (HABERYİRMİ) – Suriye’de Halep ve İdlib’te varlık gösteren muhalifler, 21 Aralık’ta yapılacak Astana görüşmesi öncesi Türkiye’ye gelerek, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘nun katılımıyla  bir araya geldi. 

Müzakere Yüksek Komitesi'nin (MYK) Başkanı Nasır Hariri
Çavuşoğlu, Müzakere Yüksek Komitesi’nin (MYK) Başkanı Nasır Hariri ve heyeti ile…
Toplantıya ilişkin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Twitter’dan bilgi verdi. Çavuşoğlu, Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi‘nin (MYK) Başkanı Nasır Hariri ile “Suriye’de krize siyasi çözüm bulmak” için “Türkiye’nin attığı adımları” görüştüklerini bildirdi. 

Bakan Çavuşoğlu, mesajında “Cenevre süreci ile Rusya’nın arasında sinerji oluşturarak siyasi süreçte ilerleme sağlanması konusunda Türkiye’nin attığı adımları ve yaptığımız çalışmaları paylaştık.” ifadesine yer verdi. 

Cenevre 8 görüşmeleri, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde 28 Kasım-15 Aralık tarihlerinde düzenlenmişti ancak sonuç alınamamıştı. 30-31 Ekim’de yapılan son Astana toplantısında, Rusya, Soçi’de Suriyeli tarafları, “Ulusal Diyalog Kongresi” adı altında bir araya getirme teklifi sunmuştu. 

Soçi’de 22 Kasım’da Rus ve İranlı mevkidaşlarıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal Diyalog Kongresi ile Cenevre sürecine katkı sağlanması gerektiği mesajını vermişti. 

Ulusal Diyalog Kongresi’nin düzenlenmesi için hazırlık çalışmaları sürüyor. Türkiye ve Rusya’nın uzlaşısı sonucu katılımcılar ortak rıza ile belirlenecek. 

Suriye konulu 8. Astana toplantısının 21-22 Aralık’ta yapılması planlanıyor.


TÜRKİYE BÖLGEDEN VAZ MI GEÇİYOR
Ankara’da görüşmeleri yapan grup Aharar-u Şam ve Türkiye destekli muhalif unsurları temsil ederken, Heyet-i Tahrir Şam‘a bağlı yapılanma bu görüşmelerde yer almadı. Türkiye destekli muhaliflerin Astana öncesi Ankara’da yaptıkların toplantı ile Astana öncesi alınacak pozisyon için Türkiye’nin çizeceği yol haritasının çerçevesini oluşturmayı amaçladığı belirtiliyor. Türkiye’nin Rusya ve İran’la Astana’da vardığı mutabakat sonrası, Rus ve rejim güçleri İdlib güneyinden itibaren muhaliflere karşı saldırılarını yoğunlaştırmıştı. Türkiye’nin yürüttüğü stratejinin YPG’ye karşı atılacak adımlara karşın Haleb ve İdlib’i Suriye rejim unsurlarına kademeli olarak bırakması yönünde…

Nasır Hariri kimdir?
Müzakere Yüksek Komitesi’nin (MYK) Başkanı Nasır Hariri kimdir?
Hariri, Suriye Devrimci ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyon Genel Sekreteri… 1 Ocak 1977 Suriye güneyindeki Dera kentinde doğdu. O, 2011’de başlayan Suriye’deki olaylar öncesinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine bağlı Dera parlamenteri olarak görev yapıyordu. Sonrasında ise istifa ederek, muhalif kanada geçti. Halen İstanbul’da ikamet ediyor. Cenevre ve Astana’da muhalifleri temsil ediyor.

Hariri, ilk kez 4 Temmuz 2013’te Suriye Devrimci ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu‘na Güney Suriye’nin Hauran bölgesinden bir temsilci olarak katılmıştı. 2015’te ise genel sekreter oldu.

Ocak 2017’de Astana’daki barış görüşmelerinde Suriye muhalefet heyeti üyelerinden biriydi. Şubat ayında yapılan Suriye konulu Cenevre IV konferansında ise muhalefet delegasyonunun başkanı olarak yer aldı.

SMDK’nın sahada karşılığı var mı?
Peki bu yapının sahadaki karşılığı ne? Heyet-i Tahrir Şam, Ahrar-u Şam gibi yapılarla, kendilerini koltuklarda temsil eden bu Suriye Devrimci ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu arasında nasıl bir  bağ, ilişki var ya da yok?

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu, ya da diğer ve kısa adıyla SMDK 11 Kasım 2012, Katar’ın başkenti Doha’da yapılan Suriye adlı toplantı sonucu ortaya çıktı. Yani savaşın ilk yıllarında Esad’ı devirmek isteyen batı kampı ya da ABD’nin başını çektiği koalisyon, Esad yerine Suriye’yi yönetecek sivil bir siyasi mekanizmayı o dönemlerde hazırlamak için düğmeye basmıştı. 

Bu yapının genel merkezi şu an İstanbul’da bulunuyor. Örgütün ilk başkanı eski Emevi Camii lideri, din adamı ve muhalif aktivist Muaz el-Hatib’dir. 
Örgütü başta Amerika Birleşik Devletleri, İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan devleti olmak üzere çoğu devlet ve birçok batı kuruluşları “Suriye halkının temsilcisi” olarak tanımaya devam ediyor. ABD, Esad’ın gücünü korumaya devam edeceği yönünde sahadan işaretlerin gelmesiyle bu yapıya olan yoğun desteğini bitirmiş, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye destek vermeye başlamıştı.
Türkiye’nin direkt, diğer bloğun ise kısmi olarak destek vermeyi sürdürdüğü SMDK, ABD’nin de eğittiği sözde muhalif yapıların karşılığı niteliğinde. Suriye güneyinde Sevyda-Badiya hattında bulunan ve Ürdün’de eğitilip maaş bağlanarak Suriye ordusuyla savaştırılan unsurlarla, Türkiye’nin Fırat Kalkanı bölgesi ardını verdiği hatta Ahrar-u Şam’ın başını çektiğini gruplar bu yapıyla daha ilgili ve bağlantılı denebilir.
İdlib’in bazı noktalarında etkin olan Heyet-i Tahrir-i Şam yapılanması ise bu yapı tarafından temsil edilmiyor. HABERYİRMİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir