Hepiniz bir, ben tek: Suriye ve Irak’ta orantısız savaş (ANALİZ)


Musul savaşı
Irak, Suriye, iran, Rusya, Türkiye, ABD, Peşmerge, YPG, Hizbullah, Haşdi Şabi, Haşdi Vatani, Şii milisler ve onlarca örgüt… Toplam 80 bin savaşçı Musul, Halep, Rakka’da IŞİD’e aynı anda saldırıyor… 
ABD’nin başını çektiği, Irak ordusu, Peşmerge, Şii milislerin yanı sıra PKK, YPG, Özgür Suriye Ordusu ve TSK’nın taraf olduğu Irak ve Suriye’deki savaş IŞİD’in bölgeden çıkarılmasından çok adeta toprak kapma yarışına döndü.  Farklı işbirlikleri ve ortaklıklarla Suriye ve Irak’ta güçlerini birleşen tüm güçler aynı anda üç kentte 7 farklı cephede tek bir örgüte karşı, yani Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı savaşıyor. Rakka’da başlayan operasyonla birlikte, iki ülkede IŞİD’e karşı savaşan güçlerin sayısı 70 bini buluyor.

MUSUL: TEK ŞEHİR 4 DEVLET, 50 BİN ASKER, 3 CEPHE
Musul’a yönelik saldırıda doğu cephesi başta olmak üzere, kentin kuzey ve güneyinden saldırı düzenleniyor. Doğu cephesinde Irak ordusuPeşmerge ağırlıklı olarak bulunurken, kentin güneyinden yapılan saldırılarda Hizbullah, Haşdi Şabi, Haşdi Vatani Şii milisler orduyla birlikte hareket ediyor. Şii milislerin çoğu İran’dan ülkeye sokuluyor. Kentin kuzeyinde ise Peşmerge güçleri Haşdi Vatani güçleri saldırıyor. Haşdi Vatani güçlerini ise Başika’da Türkiye eğitiyor. Sayıları 3 ila 5 bin arasında… 
Telafer bölümünde de Şii güçlerin yanında birçok yerel grup da bulunuyor. Operasyona katılan toplam güç sayısı 50 binin üzerinde. Tüm gruplara ABD hava desteği veriyor. Irak ordusunun sınırlı da olsa elinde bulunan hava gücü saldırılara katılıyor.

HALEP: TEK ŞEHİR 4 DEVLET, 3 CEPHE
Suriye Halep’te bulunan IŞİD’e yönelik saldırı Musul’da olduğu gibi net değil. Çıkar, menfaat, strateji hepsi Halep’te buluşuyor. IŞİD’le savaşan PKK’nın Suriye kolu YPG’yi ABD destekliyor. Yine IŞİD’le savaşan Özgür Suriye Ordusu’nu ise Türkiye desteklerken ABD’den kısmi bir destek geliyor. Bölgede var olan diğer güç ise Esad ordusu. Esad rejimini Rusya aktif olarak destekliyor. Ancak Rusya aynı zamanda YPG’yi de destekliyor. Stratejik ortaklıklarda YPG, Esad rejim güçleriyle işbirliği yaparak ortak saldırılar düzenleyebiliyor. Bu ortaklık ve işbirlikleri zaman zaman çatışmaya ya da anlaşmazlığa dönse de tüm tarafların saldırdığı tek ortak güç Halep El Bab bölgesinde halen varlığını sürdüren IŞİD… YPG ve ÖSO’nun Halep gücünü oluşturan Tel Rifat-Afrin hattında 3-6 bin arasında savaşçısı olduğu tahmin ediliyor. Her iki gücün 10 bine yakın savaşçısı halen Afrin Mare hattında IŞİD cephelerine saldırıyor. ÖSO’yu Türkiye karadan, ABD zaman zaman havadan desteklerken, YPG’yi doğuda ABD, batıda Rusya ve zaman zaman Esad rejim güçleri destekliyor. Tel Rifat güneyindeki Piyade Okulu’nun ele geçirilmesi sonrası açıklama yapan rejim ordusu, YPG’yi kastederek, “operasyonun destek güçleriyle birlikte gerçekleştirildiğini” duyurmuştu.
Son olarak 6 Kasım’da başladığı ilan edilen ve YPG’nin başını çektiği Rakka saldırısında da benzer bir durum yaşanıyor. Demokratik Suriye Güçleri (DSG) altında YPG komutanlığında bir araya gelen yapı içinde Kürt, Arap, Türkmen savaşçılar da yer alıyor. Elbette bu gruba da ABD havadan tam destek sağlıyor. Operasyon öncesi açıklama yapan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) adına açıklamayı Cihan Ehemed, operasyona 30 bin savaşçının katıldığını duyurmuştu.
Musul’da 4 devletin (ABD, Irak, İran, Türkiye, KDP) aktif katıldığı ve 50 bin kişilik ordu ve hava gücüyle düzenlenen saldırıya karşı IŞİD’in kentte 5 bin savaşçısı bulunuyor.


(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});

Halep’te 4’ü devlet 6 unsurun katıldığı (Suriye, ABD, İran, Türkiye, YPG, ÖSO) ve 28 bin kişilik saldırı gücü ve hava gücünün destek verdiği (Rusya, Suriye, ABD, Türkiye) Halep savaşında ise IŞİD’in El Bab bölgesinde 2-4 bin savaşçısı bulunuyor.
Son olarak Rakka…
ABD ve YPG ikilisinin başı çektiği bu saldırıda 30 bin kişilik kara unsuru rol alıyor.
Yeryüzünde hiçbir düşman, ayaklarını bastığı topraktan mahrum bırakılmak uğruna bu kadar fazla orduyu karşısında bulmamıştı kuşkusuz?
Bize bu savaşın “teröre” karşı yürütüldüğünü söyleyenler, hiç şüphe yok ki, asıl amaçlarını bu ve benzer kelimelerin ardına gizliyorlar.
Asıl neden mi?
Bu çok ama çok uzun bir hikaye…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir