ANALİZ: Çatışmasızlık devrede: Amaç El- Nusra üzerinden İdlib mi?


Rusya, Türkiye ve İran 3-4 Mayıs 2017 arasında Suriye’de güvenli bölgeler kurulması
amacıyla çatışmasızlık bölgesi muhtırasını imzaladı. Muhtıraya göre ülkede altı ay süreyle
çatışmaların sona ereceği dört bölge kurulacak. İdlib’de garantör olan Türkiye’den ise “El Nusra’yı bitirmesi” isteniyor. 

DÖRT BÖLGE NERESİ
Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın 6 Mayıs Cumartesi günü yayımladığı muhtıranın
ayrıntılarını anlatan belgeye göre ilk çatışmasızlık bölgesi İdlib vilayetini ve
komşu vilayetler Hama, Halep ve Lazkiye‘deki bazı bölgeleri kapsıyor.
Diğer üç çatışmasızlık bölgesi ise ülkenin kuzeyindeki Humus, başkent Şam’ın
doğusundaki Doğu Guta bölgesi ve güneyde Suriye-Ürdün sınırındaki bölgeyi

kapsıyor.

6 AYDA BİR UZATILACAK
Anlaşmanın garantörleri Rusya, Türkiye ve İran çatışmasızlık bölgelerinin
nihai sınırlarını 4 Haziran’da belirlemiş olacak. Üç garantörün de mutabık
kalması halinde çatışmasızlık bölgelerinin geçerlik süresi kendiliğinden
uzayacak.
Muhtıra, çatışmasızlık bölgelerinde Suriye hükumet güçleri ve silahlı
muhalifler arasındaki tüm çatışmalara son verilmesini öngörüyor. Ayrıca insani
ve tıbbi yardım koridorları açılacak, hasar görmüş altyapı onarılacak ve
yerlerinden olmuş insanların geri dönmesi sağlanacak.

HEDEFİ NUSRA 
Garantör ülkeler IŞİD, Nusra Cephesi ve benzeri silahlı gruplarla
çatışmasızlık bölgeleri içinde ve dışında mücadeleye devam etmek için gereken
tüm tedbirleri alma taahhüdünde de bulundu. Suriye’nin siyasi ve silahlı muhalefeti, Rusya’nın Suriye Cumhurbaşkanı Beşar
Esad ve İran destekli milislerin anlaşmaya uymasını sağlayamadığını belirterek
muhtırayı kabul etmiyor.
Anlaşmaya Türkiye açısından bakıldığında, Türkiye’den “İdlip’teki çatışmasızlığı bozabilecek” El Nusra’yı saha dışına itme yükümlülüğü getiriyor. Türkiye’den bu kapsamda başta halen Heyet’i Tahrir-i Şam (Şam’ın Kurutuluş Cephesi) içinde “Şam’ın Fethi Cephesi” adıyla yer alan Nusra‘yı silah bırakmaya zorlaması isteniyor. 
Askeri kaynaklara göre Türkiye, bu talebe müteakip, özelde “Nusra” adını kullanıp, genelde o gurubu da içine alan Heyet’i Tahrir-i Şam’dan, İdlip’teki kontrolü ÖSO’ya devretmesini isteyecek. 
Bunun için sahadaki unsurlar üzerinden temasta olunduğu öğrenildi.
Eğer Nusra ve diğer irili ufaklı örgütler, İdlib’te kontrolü ÖSO adıyla Ahrar-ı Şam’a bırakmazsa Türkiye Aharar-Şam gibi örgütlerle İdllib’e Fırat Kalkanı benzeri bir operasyon gerçekleştirebilir. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir