Katar’da neler oluyor: İşte ablukanın gerçek nedeni! (ANALİZ)


Katar’da neler oluyor: Suudi Arabistan’ın başını çektiği ve aralarında Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn gibi ülkelerin olduğu bir dizi ülkenin diplomatik ambargo uyguladığı Katar neden hedefte? Televizyonlardaki “kravatlı şapşalların ergen analizleri” sorunuzu yanıtlamadıysa sizleri şöyle alalım…

Her şey 5 Haziran 2017’de dünya gündemine taşındı. Suudi Arabistan’ın başını çektiği ve Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn, önce “Ulusal güvenliklerini” gerekçe göstererek Katar’la olan tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıkladı. Suudi Arabistan, tarafından yapılan açıklamada, “milli güvenliği koruma maksadıyla” harekete geçildiği kaydedildi.

1- NE OLDU: ÖNCE GELİŞMELERE BAKALIM
Geçtiğimiz 5 Haziran’da Suudi Arabistan’ın açıklamasıyla başlayan süreç ardından Suudi Arabistan başka olmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ülkelerinde yaşayan Katarlıların ve Katarlı ziyaretçilerin iki hafta içinde, Katarlı diplomatların da 48 saat içinde ülkeyi terk etmelerini istedi. 
Suudi Arabistan, “kardeş” ülkelerin de aynı şeyi yapmasını isteyerek, Katar ile sınırlarını kapattı ve hava bağlantılarını kesti. 
ABD’den Libya’ya geçerek, çatışan grupların bir tarafı olarak sözde hükumet kuran darbeci general Halife Hafter bile sözde “Libya Tobruk hükümeti” adıyla Katar’la diplomatik ilişkileri kestiğini açıkladı. 
Libya’da 4 farklı yönetimden ABD ve Suudi destekli Hafter ile Yemen’de İran destekli Husilere karşı savaşan Suudi koalisyonun başı bu ittifakın parçaları olmuştu. 
7 Haziran’da Ürdün ilişkilerin düzeyini düşürdüğünü, Moritanya ve Komor Adaları ise dondurduğunu açıkladı. 
İlgili ülkeler, Katar’a olan sivil uçuşlarının yanı sıra, kara ve hava trafiğini kapattı, ihracatı durdurup tüm ilişkileri dondurdu. Son olarak da bu ülke Maldiv Adaları katılmıştı.

2- NEDEN OLDU: GÖRÜNÜR NEDEN…

Bu sorunun kamuoyuna yansıtılan bir görünür bir de arka planda derin bir nedeni var. 
Suudi Arabistan kararın görünür tarafını “adi bir polisiye gerekçeye” dayandırmak istiyor.
Tartışma, geçten günlerde bir Katar TV’sinin yayınının 30 Mayıs’ta hacklenmesi ile alevlendi.
Korsanların haclediği TV’nin internet sayfasında Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad’ın adına “İran ve İsrail’in övüldüğü şeklinde” yayınlar yapıldı. Kıyamet koptu…
Olay sonrası Katar Dışişleri Bakanlığı, 31 Mayıs’ta, bunun bir korsan yayın olduğunu ve kesinlikle reddettiklerini açıkladı. Bunda ne var… Elbette normalde bir şey yok… Ama kanlı bir çatışmaya bahane aranıyorsa, iyi bir gerekçe olabilir… Bu görünür nedenlerden biriydi…

3- TARAFLAR NE DEDİ…
Gelişme karşısında Rusya ve ABD’den benzer çıkışlar geldi. Rusya “onların içişleri” benzeri bir açıklama yaparken, ABD, “Tarafları, anlaşmazlıkları birlikte görüşmeleri için teşvik” açıklaması yaptı.

Katar Körfez ülkelerinin diplomatik ilişkilerini kesme kararını kınadı. Katar Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al Thani yaptığı açıklamada
Körfez ülkelerinin Katar ile diplomatik ilişkileri kesme kararının üzücü
olduğunu belirterek “Karar haksız ve asılsız suçlamalar üzerine kurulu”
dedi. Katar medyası ise Suudi ve destek veren ülkeleri “ihanet etmekle” suçladı.

İran Katar’ın yanında olduğunu açıkladı, Türkiye “itidal çağrısı” yaptıktan sonra Katar’daki üsse asker gönderme kararı alarak, Katar’a destek olduğunu gösterdi. 
Bloklar hemen ayrıldı…

Katar, Türkiye, İran…
ABD, Suudi Arabistan, Mısır…


4- PEKİ GERÇEKLER: RİYAD’TAKİ KILIÇ DANSININ İLK SONUCU
ABD Başkanı Trump istedi, Suudi Arabistan bu kararı alarak “müttefiklerine” Katar’ı “diplomatik kıskaca” almalarını istedi. 

 

Suudi Arabistan’da 110 milyar doları silah olmak üzere 350 milyar dolar tutarında anlaşma imzalayan ABD Başkanı Donald Trump’ın 21 Mayıs’ta yaptığı ziyaret olabilir mi?

Hani Trump Suudi kralıyla beraber geleneksel kılıç dansına katılmış, dansa, Dışişleri bakanı Rex Tillerson da eşlik etmişti.

Kısaca ABD istedi, Trump’ın bu ricasını Suudi Arabistan kıramadı.
Peki ABD neden Katar’ın “fişini” çekmek istedi…
Sebep Suriye…
Bakmayın siz Katar’la ilgili TV’lerde konuşan sözde analizcilere… 
Ne dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi olması ne de ileri sürüldüğü gibi İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) ya da Filistin’deki Hamas’a verdiği desteğin olup bitenle en küçük ilgisi yok…
Tüm neden Suriye ev Katar’ın “bağımsız Suriye diplomasisi” yürütüyor olması… 
Katar’ın Suriye’de desteklediği muhaliflerle, ABD’nin rol biçtiği muhalifler arasındaki keskin fark, “Katar’ın oyun dışına çıkarılması için” fitili ateşledi.

5- ABD VE KATAR FARKLI MUHALİFLERE OYNUYOR

Zira ABD, Ürdün’de eğittiği muhalifleri kullanarak, Esad’ın kontrolünde bulunan Suriye’nin güneyindeki alanları da ele geçirmeye başladı. Bu plan İsrail’in Suriye sınırını, ABD güdümlü ve adı “muhalif” olan bir yapıya teslim ederek İran-Esad-Hizbullah unsurlarından arındırmayı amaçlıyor.
Katar’ın Suriye güneyindeki planları ise bununla örtüşmüyor. Katar, genel anlamda seküler ve İsrail dostu muhalifler yerine İdlib’teki geleneksel muhalifleri destekliyor.
Bu noktada Katar’ın tutumu, kendisini hedef alan ABD ile çeliştiği için İran, Irak ve Suriye’den hemen destek buldu. 
Buna ilişkin ilk tespit İran Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Hamit Abutalebi’den geldi. Abutalebi, söz konusu ülkelerin attıkları adımın hükümetlerinin “kırılganlığını” kanıtladığını öne sürdü. Abutalebi, kriz için “Riyad’daki kılıç dansının ilk sonucu” dedi.
Press TV ise ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, Trump’un ziyaretinin, Suudi
Arabistan ve bölgedeki diğer Arap ülkelerinin İran’a karşı koymak için İsrail
ile ‘birlik” içinde olmalarını sağlamayı amaçladığını söylediğine dikkat çekerek
“Trump’un ziyaretinden sonra Riyad ile Doha arasında gerilimler tırmandı”
yorumunu yaptı.

Diğer açıdan Suriye ve Irak’ta nisbi olarak “bağımsız” politika oynamaya çalışan Katar’ın başına gelenler, aslında Katar nezdinde Türkiye’ye de büyük bir gözdağı… Katar’ı oyundışı bırakmak için bölgedeki kuklalarına işi ihale edebilen ABD, Türkiye için de yapılacak olası operasyonda bu ölçekte kukla devletler bulamadığından işleri farklı biçimde yürütüyor.

Katar İdlib’teki muhaliflere, Türkiye Haleb’teki muhaliflere oynuyor. Oysa ABD, her iki muhalif grubu da istemiyor. 
ABD planlarının bu gruplarca bozulacağını düşünüyor. 
ABD bu iki gruba güvenmediği için Suriye kuzeyinde YPG/PKK/İKYB ile ortaklık kurarken, Suriye güneyinde ise Ürdün’de eğitip dolarla aylık bağladığı “seküler Arap muhalif unsurlara” oynuyor. 
Böylece YPG/PKK/ ve seküler Arap savaşçılarla İsrail dostu bir bölge oluşturulacak. 
ABD, hem İran’a karşı kullanışlı bölgeler ürütebilecek, hem İsrail’in arka bahçesini güvene alabilecek, hem de Türkiye ve Arap dünyasının ortasına hançer gibi bir set çekerek etki alanını genişletmiş olacak. İşte savaşın asıl nedeni bu…
“Katar sen bırak, biz Suriye güneyinde yayılalım” mesajı… Haberyirmi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir