Irak, işgal altında 5. kez sandık başına gidiyor

ABD ve ortaklarının 2002’den bu yana işgali altında bulunan Irak yarın genel seçimlere gidiyor. İşgal altında 5. Defa genel seçimlere gidecek olan ülkede, beklentiler önceki seçimlerden pek farklı değil…


Irak seçimleri 12 Mayıs, Cumartesi yapılacak.

ANALİZ – ABD ve ortaklarının 2002’den bu yana işgali altında bulunan Irak yarın genel seçimlere gidiyor. İşgal altında 5. Defa genel seçimlere gidecek olan ülkede, beklentiler önceki seçimlerden pek farklı değil…

Irak’ta 24 milyona yakın seçmen, yarın ABD işgali sonrası 5. ve IŞİD sonrası ilk genel seçimler için sandığa gidiyor.
Şiiler, Sünniler ve Kürtler, seçimlere tek çatı altında değil, farklı ittifaklarla giriyor. Türkmenler, Kerkük’te tek çatı altında diğer bölgelerde ise oluşturulan ittifaklarla seçim yarışında yer alıyor.
320 parti ve oluşumu temsil eden 7 bin 376 aday yarışıyor. Söz konusu adayların sadece yüzde 20’sinin ilk defa bu yarışa girdiği biliniyor.
Yeni dönemde başbakanlık koltuğuna oturacak isimler arasında en güçlü aday ABD’nin atadığı Maliki yönetimi sonrası Başbakanlığa gelen İbadi.
İbadi’ye karşı Haşdi Şabi ittifakının adayı İran’a yakın Amiri’nin başbakanlığa aday olması bekleniyor. İbadi’nin kurduğu Nasr (Zafer) Koalisyonunun seçimlerden birinci, Haşdi Şabi gruplarının Fetih Koalisyonunun ise ikinci çıkacağı tahmin ediliyor.
Popülaritesi azalan eski Başbakan Maliki’nin Kanun Devleti Koalisyonun ise bu seçimlerden üçüncü ya da dördüncü çıkacağı beklentisi hakim.
Sünniler adına yeni mecliste söz sahibi olacak grupların eski Başbakanlardan Allavi ve Nuceyfi’nin koalisyonu olacağı üzerinde duruluyor.
Ancak tüm bu olup bitenin yanında, ABD güdümlü İbdai ve ekibinin savaşla yorgun düşen Irak’ta, seçimlerin tartışmasız kazananı olması bekleniyor.

ABD’nin getirdiği demokrasi Irak’ı adım adım parçaladı

Yıl 2002… ABD Irak’ı işgal edip, Bağdat’ta Saddam Hüseyin rejimini düşürdü. Ancak ne işgale gerekçe olarak gösterdiği kimyasal silahlar, ne de vadettiği demokrasi Irak’ta hiç bulunamadı. En başta işgale birlikte direnen Şii ve Sünni gruplar ise ABD’nin siyasi oyunları ve para hortumunun da etkisiyle sonraki yıllarda ayrışmaya gitti.
İşgalle birlikte, yine bu işgale yardımcı olan Barzani için ülke kuzeyinde özerk bir Kürt Devleti oluşturulurken, “uçuşa yasak bölge” ilanı ile ABD’nin 36. Paralelin kuzeyine koyduğu yasakla birlikte bu Kürt devleti güvence altına alınmış oldu.

Devlet hazinesini yutan soygun çetesi

Nuri el- Maliki’nin 2014’e kadar süren 8 yıllık iktidarı dönemindeki yolsuzluklar nedeniyle devlet hazinesinin neredeyse sıfırlanması ve dünya ham petrol fiyatlarındaki düşüş ülkede ciddi bir ekonomik krize neden olurken, IŞİD’le savaş bahanesiyle yürütülen acımasız bombardıman ve talan ülkeyi moloz yığınına çevirdi. Geride alt yapı tahribatı ve sığınmacı sorunu ile boğuşan istikrarsız bir Irak bıraktı.

Elektrik ve su gibi en temel hizmetlerin dahi kesintisiz şekilde sunulamadığı, siyasi ve güvenlik alanında istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Irak’ta, 12 Mayıs seçimleri sonrası nasıl bir siyasi tablonun ortaya çıkacağı hiç de merak edilmiyor aslında. 2003 sonrası bir türlü gerçekleştirilemeyen siyasi birlikteliğin bu seçimlerde de sağlanamamış olması seçim sonrası tabloya ilişkin manzarayı ortaya koyuyor.

Seçime 143 siyasi parti 27 koalisyon katılacak

Şiiler, mayıs sonrası mecliste çoğunluğu elde etmeyi planlasa da seçimlere birlikte değil, kendi aralarında birden fazla gruba bölünerek oluşturdukları koalisyonlarla girecek. Halihazırdaki 328 sandalyeli meclisin 183 milletvekiliyle en büyük grubunu teşkil eden Şiiler, (Ulusal Koalisyon), mayıs sonrası oluşturulacak yeni mecliste buna benzer bir koalisyon kurmayı amaçlıyor. Seçimlerde ikinci çıkması beklenen İran’ın da desteğini alan Haşdi Şabi’nin Fetih Koalisyonu ile Maliki’nin Kanun Devleti Koalisyonu, bir Şii koalisyonu kurmak istediğini saklamıyor.

Maliki, son dönemde yaptığı açıklamalarda mayıs sonrası için siyasi çoğunluk (Şii) hükümetine sık sık vurgu yapıyor. Ancak Maliki’nin arasının bozuk olduğu Haşdi Şabi ile de pek yakınlık içerisine girmeyen Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın Şii çoğunluk koalisyonunun oluşturulmasına sıcak bakmadığı biliniyor. Sadr, sürekli “mezhepler üstü ve teknokrat hükümet” söylemleriyle Maliki’nin yaklaşımına karşı çıktığı mesajını veriyor. Sadr, Haşdi Şabi’nin adını kullanarak siyasi rant elde edilmesinin doğru olmadığını hatta bunun “haram” olacağı açıklamasını da yapmıştı.

Başbakan Haydar el-İbadi’ye yakın çevrelerden edinilen bilgiye göre, seçimlere ayrı koalisyonların başında girecek olan İbadi ve Maliki, seçim sonrası gerçekleştirilecek bir hamleyle mecliste birleşecek. İki liderin bu konuda yazılı metne imza attığı belgesi de basına sızmıştı. İbadi, konuyla ilgili soruya, seçim öncesi hiçbir ittifak hamlesinde bulunmadığını bunun da doğru olmayacağını savunmuştu.

Irak’ın kaderi Şiilerin elinde

Haydar İbadi, ikinci dönem başbakanlık koltuğuna oturacak en güçlü adaylar arasında bulunuyor. Ancak milis gücü Haşdi Şabi’nin, İbadi’nin bir dönem daha başbakanlık koltuğuna oturmasına sıcak bakmadığı biliniyor. Haşdi Şabi liderleri, başbakan adaylarının İran’a yakınlığıyla bilinen ve 8 yıl süren İran-Irak savaşında İran’ın yanında askeri olarak yer alan Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri’nin olduğunu söylüyor.

İran Lideri Ali Hamaney kanadına yakın Amiri’nin son dönemde Bağdat’ta ABD ve İngiltere Büyükelçiliği ile de sıkı bir temas içerisinde bulunduğu, bunun da mayıs sonrası başbakanlık koltuğu ve hükümeti kurma pazarlığı temelinde şekillendiği ifade ediliyor. Nitekim en son ABD merkezli bir gazeteye verdiği demecinde Amiri, seçimler sonrası ABD ile temasa geçeceğini bildirdi.

Maliki’nin de kendi partisinden olmasına rağmen ciddi görüş ayrılıkları bulunan İbadi’ye karşı Amiri’yi desteklemesi bekleniyor. Amiri’ye Necef’teki dini merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin en azından şu ana kadar ciddi bir karşı çıkışının olmadığı da dillendiriliyor. Irak’ta özellikle Başbakanlık koltuğuna oturacak kişi üzerinde ABD-İran uzlaşmasının yanı sıra güçlü bir Necef (Sistani) onayının da gerekli olduğu biliniyor. Nitekim Sistani’nin, seçim koalisyonunun adını “Zafer” koyarak, IŞİD’e karşı elde edilen “zaferi” kişiselleştirerek siyasileştiren İbadi’ye kızdığı bilgileri de sızmıştı. Birkaç defa Necef’e gidip Sistani ile görüşmek isteyen İbadi’nin merci tarafından kabul edilmediği ileri sürülüyor.

Irak’ta 12 Mayıs seçimlerinden ilk sırada çıkması beklenen İbadi’nin, Mukteda es-Sadr ve Ammar el-Hekim ile İyad Allavi ve Usame en-Nuceyfi’nin desteğini alarak hükümet kuracağı senaryosu da konuşuluyor. İbadi’nin, buna KDP ve KYB’ye karşı bayrak açan eski KYB’li ve deneyimli Kürt siyasetçi Berham Salih ve Yeni Nesil Hareketi’ni de dahil edebileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Ancak Şii milislerin yer almadığı bir hükümetin başta güvenlik olmak üzere ciddi sorunlarla boğuşma riskinin olacağı ve ömrünün uzun sürmeyeceği uzak görülmüyor.

Sünniler de ayrılmış durumda

IŞİD’in en çok zarar verdiği kesim olan ve yaklaşık 5 milyonunun sığınmacı durumuna düştüğü Sünniler ise seçim yarışına birden fazla koalisyonla katılıyor. Sünnilerin halihazırda Irak Meclisi’nde 60’ın üzerinde milletvekili bulunuyor.

En büyük iki Sünni seçim koalisyonuna eski Başbakanlardan İyad Allavi’nin kurduğu ve geniş bir yelpazeye hitap eden Vataniyye ile Usame en-Nuceyfi’nin Karar koalisyonu olarak bakılıyor. Allavi’nin koalisyonu, Meclis Başkanı Selim el-Cuburi ve eski Başbakan Yardımcısı Salih Mutlak gibi önemli Sünni siyasetçileri barındırıyor. Vataniyye Koalisyonu’nda diğer Sünni gruplarla bazı liberal parti ve oluşumlar da yer alıyor.

Sünni lider Nuceyfi ve kardeşi eski Musul Valisi Esil en-Nuceyfi’nin de bulunduğu Karar koalisyonunda, 10’a yakın Sünni grup ve parti yer alıyor. Yeni mecliste Sünniler adına bu iki koalisyonun sesinin güçlü olacağı tahmin ediliyor.

Gayrimeşru bağımsızlık referandumundan sonra Irak’ta adeta siyasi olarak yalnızlaşan Kürtler de seçimlere siyasi birlikten uzak ayrı gruplar halinde girmeye hazırlanıyor.

Irak’ın ikinci etnik unsuru olarak kabul edilen Kürtler, 30 Nisan 2014’te yapılan son genel seçimde kendilerine 44 kontenjanın ayrıldığı Erbil, Süleymaniye ve Duhok’un dışında Kerkük ve Musul’da 8’er, Diyala’da ise 2 milletvekili çıkararak, 328 sandalyeli Irak Meclisi’ne 62 milletvekili göndermişti.

Mayıs ayında yapılacak seçimlere başta Kerkük olmak üzere tartışmalı bölgelerdeki askeri ve siyasi nüfuzunu kaybetmiş şekilde girecek olan Kürtlerin, bu sefer aynı oy oranını yakalamasının zor olduğu değerlendiriliyor.

Türkmenler kazançlı çıkma hedefinde

Türkmenler ise, en çok nüfusu barındırdıkları Kerkük’te siyasi birliği sağlamayı başardı. Kerkük’te Türkmenler, Irak Türkmen Cephesi (ITC) şemsiyesi altında birçok siyasi partiden oluşan bir ittifak oluşturdu. Türkmenler Kerkük dışında Musul, Salahaddin ve Diyala’da da seçimlere oluşturdukları koalisyonlarla katılacak. ITC, Erbil’de de gösterdiği 1 adayla seçim yarışında yer alacak. Türkmenler Erbil’de İbadi koalisyonuyla da seçime katılacak.

Irak’ta seçim öncesi ve gününde bazı terör saldırılarının yaşanacağı tehlikesi söz konusu. Özellikle Kerkük ve güneyi ile Salahaddin, Enbar ve Musul’da son dönemde sık sık terör saldırıları yaşanmaya başlandı. IŞİD, seçim merkezlerini hedef alacakları tehdidinde bulunmuştu. Bunun hem sandığa gidecek seçmenleri yıldırmayı hem de seçim sonuçlarını etkileyebileceği riski üzerinde duruluyor.

37 milyon nüfuslu Irak’ta aralarında 36 bini tutuklu olmak üzere 24 milyon civarında seçmen oy kullanma yetkisine sahip.

Bu seçimlerde, 320 parti ve oluşumu temsil eden 7 bin 376 aday yarışıyor. Söz konusu adayların sadece yüzde 20’sinin ilk defa bu yarışa girdiği biliniyor. Geri kalan adayların yıllardır siyaset yaptığı bilinirken, bunların çoğunun hizmet alanındaki ve siyasetteki başarısızlığının vatandaşlarda umutsuzluk yarattığı kaydediliyor.

Irak’ta değişen bir şey yok

2000’li yılların sonuna kadar ABD işgaline karşı yürütülen güç birliği ABD’nin oluşturduğu “anayasa” ile parçalandı. Bu anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık etnik yapılara göre bölüştürülürken, özellikle Şii unsurlara yapılan vaatler, işgalin ülkede tutunmasını, Sünni toplulukların ise pasifize olamsına neden oldu. İktidar ve güç Şiilerde, direniş ve “Cihat” Sünnilerde kaldı.
ABD’nin Irak askeri valisi tarafından atanan Nuri el Maliki’den sonra Şii seçmene seçtirilen Haydar El İbadi’nin hikâyesi de böyle ortaya çıktı.
Şimdi Irak, ABD işgalinden sonra 5. kez gerçekleştirilecek genel seçimlere bir kez daha gidiyor. Ekonomik kriz, evine dönemeyen binlerce sığınmacı, siyasi kutuplaşma ve güvenlik sorununun gölgesinde bu seçilerde de yeni olan hiçbir şey yok.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir