Garipoğlu: Doğan hayatımı sıfırladı


POAŞ soruşturmasında Doğan’dan şikâyetçi olan işadamı Garipoğlu:
Mesut Yılmaz ve Doğan Medyası birlikte algı operasyonu yaptılar. Doğan, POAŞ’ı
ele geçirdi. İtibarımı ve hayatımı sıfırladı
POAŞ’taki akaryakıt kaçakçılığına ilişkin İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Aydın Doğan’dan
şikâyetçi olan işadamı Hayyam Garipoğlu, çarpıcı
açıklamalar yaptı. Garipoğlu, “Mesut Yılmaz ve Doğan Medyası birlikte algı
operasyonu yaptılar. 8 bin çalışanı olan bir işadamıydım. Hiç ilgisi olmayan
cinayetle suçlayarak bankama el koydurdular. Doğan POAŞ’ı ele geçirdi. İtibarımı
ve hayatımı sıfırladı” diye konuştu. Garipoğlu SABAH’a şu açıklamaları
yaptı:

BANKAYI BÜYÜTMEK İÇİN POAŞ İHALESİNE GİRDİM

Gariboğlu, 1995’e kadar 17 fabrika kurduklarını söyledi.
Ardından 115 milyon dolara Sümerbank’ı aldıklarını belirten Gariboğlu, Petrol Ofisi’nin
ihalesine de bankayı daha da büyütmek için girmek istediklerini belirtti.
Merkezlerdeki istasyonlara, Sümerbank’ın cep şubelerini açmayı hedeflediği
söyleyen Gariboğlu, ortaklık için ABD’nin dünyaca ünlü şirketi
Texaco’ylabirlikte ihaleye girip, 1 milyar 160 milyon dolarla en yüksek teklifi
verdiklerini söyledi.

MESUT YILMAZ’IN YEĞENİ TEHDİT ETTİ

POAŞ ihalesi için 40 milyon dolarlık teminatı yatırdığını
belirten Gariboğlu, “İhale günü Ankara’ya gittim. Dönemin Başbakanı Mesut
Yılmaz’ın yeğeni Mehmet Kutman yanıma gelerek, ‘Hayyam bu ihaleye girme.
Kazansan bile sana bu ihaleyi vermeyeceğiz’ diyerek tehdit etti. Ben de
kendisine ‘Bu ihale için 6 aydır çalışıyoruz. Kim kazanırsa hayırlı olsun’ diye
cevap verdim. İhaleden sonra İstanbul’a geldim. Türkiye’nin iki dev medya
sahibi var. Bilgin ve Doğan medyası. Benimle ilgili olumsuz, negatif şeyler
yazılmasın diye kendilerine kendimi anlatmak istedim. Randevu aldım. Önce Aydın
Doğan’a gittim. Bana önce ‘Hayırlı olsun Hayyam’ dedi. Yaklaşık iki saat yanında
kaldım. POAŞ’ı tüm ayrıntılarıyla anlattım Doğan’a. Bana sürekli POAŞ’la ilgili
sorular soruyordu. Her sorusuna cevap veriyordum ben de.

ABD’LİLERİN HABERİ VARDI

İki medya patronuyla görüştükten sonra Texaco’yla
görüşmek için ABD’ye gittim. Dünyanın önde gelen petrokimya şirketi Texaco.
Masaya oturur oturmaz ABD’liler bana ‘Bu ihaleyi sana vermeyecekler’ dedi.
Kendilerine ‘Nasıl vermezler, biz girdik, bütün basın oradaydı. Açık artırmayla
alıp, teminatımızı yatırdık’ karşılığını verdim. ABD’lilerin duyumları
ciddiydi. Türkiye’ye döndüm dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a ulaşmaya çalıştım.
Tanıdığım bakanları araya koydum. Maalesef ulaşamadım. Bir hafta sonra
Özelleştirme Yüksek Kurulu, ihaleyi bize değil üçüncü şirkete verdiğini
açıkladı. İhaleye girmeden önce tüm edinimlerimizi yerine getirdik. Suçum,
yanlışım, eksiğim olsa zaten ihaleye sokmazlar. MİT her türlü araştırmayı
yapıyor zaten.

Başbakan Yılmaz ve ÖYK birlikte karar vermişler. Köşe
yazarları ve bazı gazeteler Mesut Yılmaz’ın bu tutumunu eleştiren yazılar
yazdılar. Daha sonra kendisiyle de tanıştığım dönemin Emniyet Müdür Yardımcısı
Niyazi Palabıyık aradı beni. ‘Hayyam’cığım emniyete kadar gelir misin?’ dedi.
Ben de ‘Tanıdığım birisi olduğu için, konuşur çay içeriz’ diye yanına gittim.
Bana, ‘Seni gözaltına aldık’ dedi. Şoke oldum. Polisler beni odadan
çıkardıklarında gazete ve televizyonlar bir ordu gibi orada bekliyordu.
Gazeteler, televizyonlar, ‘Sümerbank’ın sahibi Hayyam Garipoğlu, Nesim Malki
cinayetinden dolayı gözaltına alındı’ diyordu. 1995 yılında öldürülmüş, faili
belli bir cinayetten 3 yıl sonra gözaltına alınmıştım. Emniyette üç gün boyunca
psikolojik işkence gördüm. Bankanın itibarını sıfırladılar. Doğan medyası her
gün manşetler atıyordu. Hürriyet’in köşe yazarları, muhabirleri topyekûn
üzerime geliyordu. Hürriyet ‘1 günde 700 trilyon el değiştirdi’ diye manşet
atıyordu. 

YILMAZ’LA BİRLİKTE ALGI OPERASYONU YAPTILAR

Gözaltında kaldığım süre içerisinde tüm itibarımı
sıfırladılar. Sanırım Mesut Yılmaz, ‘Ben Hayyam’ı üç gün içeride tutarsam,
bankasına güveni sarsarım. Halk parasını çekmeye çalışınca bu adam iflas eder’
diye düşündü. Özellikle Doğan Medyası önemli bir algı operasyonu yaptı.
Hürriyet, ‘Bir günde 700 trilyon el değiştirdi’ diye manşeti attı. Oysa 700
trilyon o dönemin parasıyla 14 milyar dolar eder. Ülkenin Başbakan’ı ’14 milyar
dolar el değiştirdi bir günde, bunun arkasında Hayyam Garipoğlu var’ diyor.
Malki cinayetiyle ilgili yargılandım. Hakim, ‘Senin burada işin yok’ diyerek
beni dava dosyasından çıkardı. Mesut Yılmaz ve Doğan Medyası birlikte algı
operasyonu yaptılar. 8 bin çalışanı olan bir işadamıydım. Hiç ilgisi alakası
olmayan cinayetle suçlayarak bankama el koydurdular. İtibarımı sıfırladılar. 

İŞ BANKASI’NDA AYNI OYUN

2000 yılında geri açılan ihaleyi Aydın Doğan – İş Bankası
ile beraber aldı. Finansman kısmını tamamen İş Bankası üstlendi. Yüzde 50
ortaktılar. Daha sonra Doğan POAŞ’ı satmak istedi. Yüzde 50 hisse sahibi olan
İş Bankası yöneticilerini kendi medya organıyla karalayarak, onların
hisselerini çok ucuz bir şekilde aldı. İş Bankası’nı da yıprattı. POAŞ’ı da
yabancılara sattı. Aydın Doğan karşısında kim varsa algı operasyonları
düzenleyip, yok etti. Bu sayede tekel kaldı. İlahi adalet var. Ben Aydın
Doğan’ı Allah’a havale ettim. Beni bitirdiler. 8 bin çalışanım 17 fabrikam
vardı. Şimdi 600 çalışanım 3 fabrikam var. 18 yıldır ben ne iş yapabildim ne
itibarım kaldı, hiçbir şeyim kalmadı. (SABAH)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir