O ünlü isim bu çocuktan bir cacık olmaz demiş


Zamanında ABD’nin en büyük plak şirketlerinden olan Atlantic Records’un sahibi Ahmet Ertegün’ün yanına “Şu bizim çocuğu adam et, bizim de dünyaca ünlü bir starımız olsun” diye gönderilen, ama beceremeyince Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalan Tarkan’ın “Megastar” değil, olsa olsa “Kasabastar” olacağını belirten Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, “ABD’nin dünya çapındaki starları olan Ray Charles, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Miles Davis, Strevie Wonder, The Rolling Stones, Bee Gees, Led Zeppelin, Genesis, Emerson Lake and Palmer gibi efsanelerin üne kavuşmasını sağlayan Ahmet Ertegün, bu çocuktan bir cacık olmayacağını, kısa zamanda anlamıştı” ifadelerini kullandı. Cem Yılmaz’dan sonra Tarkan’ın da muhalefetin militanlığına soyunarak yalakalığın sınırlarını zorladığına vurgu yapan Uğur, “Amigoların, FETÖ’cü bot hesapların alkışı da onu kurtaramayacak” dedi.

O ünlü isim, Tarkan için “Bu çocuktan bir cacık olmaz” demiş

Zamanında ABD’nin en büyük plak şirketlerinden olan Atlantic Records’un sahibi Ahmet Ertegün’ün yanına “Şu bizim çocuğu adam et, bizim de dünyaca ünlü bir starımız olsun” diye gönderilen, ama beceremeyince Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalan Tarkan’ın “Megastar” değil, olsa olsa “Kasabastar” olacağını belirten Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, “ABD’nin dünya çapındaki starları olan Ray Charles, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Miles Davis, Strevie Wonder, The Rolling Stones, Bee Gees, Led Zeppelin, Genesis, Emerson Lake and Palmer gibi efsanelerin üne kavuşmasını sağlayan Ahmet Ertegün, bu çocuktan bir cacık olmayacağını, kısa zamanda anlamıştı” ifadelerini kullandı. Cem Yılmaz’dan sonra Tarkan’ın da muhalefetin militanlığına soyunarak yalakalığın sınırlarını zorladığına vurgu yapan Uğur, “Amigoların, FETÖ’cü bot hesapların alkışı da onu kurtaramayacak” dedi. İşte “koyunun olmadığı yerde Freddie Mercury muamelesi gören” Tarkan’a ayar üstüne ayar veren o arşivlik yazı:

“Hani bir laf vardır “Körlerin ülkesinde tek gözlü adam kraldır” diye.

Tarkan gibileri ülkemizde “Megastar” olarak tanıttıklarından beridir, hep bu söz aklımda.

Megastar denilen ama “Kasabastar”dan öteye geçememiş, sıradan bir ses; koyunun olmadığı yerde Freddie Mercury muamelesi görmüş bir isim.

Zamanında ABD’nin en büyük plak şirketlerinden olan Atlantic Records’un sahibi Ahmet Ertegün’ün yanına “Şu bizim çocuğu adam et, bizim de dünyaca ünlü bir starımız olsun” diye gönderilmiş ama beceremeyince Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalmıştı.

Çünkü ABD’nin dünya çapındaki starları olan Ray Charles, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Miles Davis, Strevie Wonder, The Rolling Stones, Bee Gees, Led Zeppelin, Genesis, Emerson Lake and Palmer gibi efsanelerin üne kavuşmasını sağlayan Ahmet Ertegün, bu çocuktan bir cacık olmayacağını, kısa zamanda anlamıştı. Yine de dostlarının hatırına onunla ilgilendi, kendisine bir prodüktör tahsis etti. Ama en büyük marifeti öğrendiği iki üç figürle göz süzüp sahnede kıvırmak olan Tarkan’da ses de yoktu, sanatçı kumaşı da. ABD’de uzun bir süre yaşadı ama İngilizceyi yeterince öğrenemedi. Daha sonra ortalığa saçılan bazı fotoğraflarından anlaşılacağı üzere garip işlerle vakit öldürdüğü ortaya çıkmış, Ahmet Ertegün’ün çalıştırması için görevlendirdiği prodüktörler de bundan yaka silkip umudu kesmişlerdi.

Parası bitince “Vatanımı özledim ve bu hasretle orada kalamayacağımı anladım” tarzı yavelerle Türkiye’ye geri döndü. Nasıl olsa onu “Megastar” sanacak kör bir kitle vardı hazır. Zaten Sezen ablası birkaç oryantal şarkı daha verir, durumu idare ederdi. Etti de. Hem de çoğu çektiği reklam filmlerinden olmak üzere iyi para kazandı.

Dün akşam çıkardığı yeni “single”ı ile öğreniyoruz ki “politik” şarkılar yapmaya başlamış.

Dinliyoruz, “Gitçek gitçek, Geldiği gibi gitçek, Her şeyin sonu var, bu çile de bitçek, hadi babam düş yakamızdan” filan diyor kelimeleri ezerek.

Cem Yılmaz’dan sonra bu.

Muhalefetin militanlığına soyunarak yalakalığın sınırlarını zorluyor.

Dediğine göre Pandemi nedeniyle umutsuzluğa düştüğü bir anda yapmış bu şarkıyı. Sözlerinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile iktidarını hedef alan, muhalefeti arkalayan bir şarkı olacağını bilerek bugünleri seçmiş ve âdeta CHP’ye seçim şarkısı hediye etmiş. Zaten tüm CHP’li vekiller ve belediye başkanlarından Meral Akşener’e dek hepsi paylaştı.

Devlet Bahçeli’nin beni çok güldüren ALTILI GANYAN tanımlamasındaki “Altılı Masa”nın bileşenleri Tarkan’ın şarkısıyla iktidar umutlarını tazelemiş.

Aslında iyi de etmiş, millet kimin kiminle birlikte olduğunu görebiliyor böylece.

Tarkan’ın tercihleri ve yönelimleri kendisini ilgilendirir. Ama bu saatten sonra muhalifliğe sığınması onun için köprüden önceki son çıkış. İhsan Aktaş’ın deyimiyle intihardan önceki son adım. Amigoların FETÖ’cü bot hesapların alkışı da onu kurtaramayacak.

Her şeyin bedeli var. Bir gün gelir ödenir…

POLİTİK ŞARKICI OLUNUR AMA BÖYLESİ DEĞİL

Bu arada tüm dünyada ve Türkiye’de de yakın geçmişte hep politik şarkıcılar oldu. Hem de yüzlerce. Hele Türkiye bu konuda özellikle sol gelenek için çok münbit topraklara sahip. Aralarında tanıdığınız olan ünlülerden bazılarını sıralayayım:

Pink Floyd, Jean Ferrat, Joan Baez, Bob Dylan, Cem Karaca, Edip Akbayram, Ahmet Kaya, Fikret Kızılok, Selda Bağcan, Paul Robeson, İnti İllimani, Ruhi Su, Rahmi Saltuk, Leo Ferre, George Brassens, Âşık Mahzuni, Bruce Springsteen, Erkin Koray, Mikis Theodarakis, Maria Faranduri, Victor Jara, John Lennon, Yaşar Kurt…

Bu şarkıcılar tavırlarını baştan ortaya koyar ve rüzgâra göre yelken açmazlar, bazen akıntıya karşı yüzerlerdi. Kimileri inançları doğrultusunda canlarını verdi. Bu anlamda hepsi bana göre saygıdeğerdir.

Tarkan gibileriyle onları yan yana düşünemiyorum bile…”